Yersen!

Mutfağa dair günlük alışkanlıklarımızı, üretim, dönüştürme ve tüketim biçimlerimizi gözden geçirmek zorundayız. İyi beslenmek sadece sağlık açısından mühim değil aynı zamanda bir vatandaşlık görevi. Yemek yaşamın mimarisi bakımından bir iletişim, bir değişim gücü, bir felsefe olmalı. Çatal dünyayı dönüştürecek bir silaha dönüşmeli.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki gelecek belirsiz. Hayatları ve ekonomileri yıkıma uğratan küresel salgın, aşırı tüketim, artan nüfus ve atıklar insanlığı can derdine düşürüyor. Son darbe de besbelli küresel iklim krizinden gelecek. Hakikaten nasıl bir dünyada, hangi biçimde yaşamak istediniz, yeterince düşündünüz mü? Şekli bozuk bir domatesin doğrudan çöpe gittiği, suyun kesintisiz, kaynakların sınırsız sanıldığı aşırı tüketim yıllarında endişeye mahal yok gibiydi. O yıllarda uyarıda bulunanlara modern yaşam karşıtı, yaygaracı çevreciler gözüyle bakılırdı. Kasvetli teorileri ve kötümser öngörüleriyle işi dünyanın tek bir virüsle felce uğrayacağına vardırdıklarında gülünç duruma düşerlerdi. Halbuki şimdi bakın kim gülünç…

Zaman ataletle geçti ve nihayetinde alışkanlıklarımızı da bizden kopardı. Sınırlar kapandı, hastaneler taştı, işsizlik sayıları fırladı. Fransız, İtalyan, Türk değil, bu gidişata karşı dize gelmiş bir dünya nüfusu var artık. Bunun farkına varmak için terk edilmiş Las Vegas fotoğraflarını görmek gerekiyordu demek ki.

Değişim için doğru zaman çoktan geçmişte kaldı. Öyleyse biz artık büyük bir gecikmeyle ve mecburen değişeceğiz. Bunun için de gastronomi üzerine düşeni yapacak. Müşterilerinin karnının doyması, mutlu olması için özenle çalışan şefler; sabahın ilk ışıklarıyla işe koyulup bir ömür mesaisi bitmeyen çiftçiler, hayvancılar durumun farkına varırsa, atalarımızın usullerine dönüp bilinçle, mevsiminde tarım yaparsak; tahrip edici tüketim alışkanlıklarından kurtulurken zararlı katkı maddelerini bir kenara bırakırsak, hâlâ hayatın bir bölümünü kurtarma şansımız olabilir. Yemek yaşamsal bir eylemse gastronomi de onun en üstün sanatı. Ve sanat bir meseleyi anlatmanın en etkili, kısa, güzel yolu. Siz şefler, müşterilerinize daha bilinçli tüketmek, hayvan hayatına saygı göstermek zorunda olduğumuzu, bir işi gereğince yapmanın zaman aldığını ve korkunç ürünleri renkli ambalajlarda pazarlayan reklamları unutmaları gerektiğini anlatın. Hayat güzel ama dünyanın var olmak için bize ihtiyacı yok. Biz burada misafiriz.

Sébastien Ripari: Danışman, gazeteci, konuşmacı ve organizatör Ripari gastronomi ve işletmecilik dünyasını çok yakından tanıyor. Bu alandaki 25 yıllık uluslar arası uzmanlık deneyiminin yanı sıra Bureau d’Etude Gastronomique’in (Gastronomi çalışma ofisi) kurucusu. Küresel girişim Chefs4thePlanet’in (Dünya için şefler) kurucularından.


https://www.lebureaudetude.com
https://www.chefs4theplanet.com

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

ARAMA