Sylvia Plath, Parça Çikolatalı Kurabiye ve Süt

22 Temmuz günü Londra’da yapılan bir açık artırmada biraz bulanık biraz karanlık ama kesinlikle yaratıcı ve dahiyane bir zihnin; Slyvia Plath’ın elleriyle daktiloda yazdığı 33 adet yemek tarifi (yanında merdane oklavasıyla birlikte) 20 bin pounda satıldı. O ‘sırça fanus’un içinden yükselen çarpıcı kelimelerin aktığı zihinden aynı zamanda ev yapımı mayonez, Toll House tarzı çikolatalı kurabiye ya da biftek ve tavşan pişirmenin püf noktalarının da geçtiğine inanmak aslına bakarsanız pek kolay değil! Düşünsenize, Plath 1958 yılının Nisan ayında bir gün, günlüğüne Moby Dick’i yeniden okuduğunu ve balık çorbasını ıslatılmış krakerler ve patatesle tamamladığını yazdı. Aynı Plath, fırının gazını açıp kafasını içine sokarak intihar etmeden hemen önce; her şeyden habersiz evin üst katında uyuyan çocuklarının (gazdan etkilenmemeleri için kapının altını sıkıca bantladıktan sonra) başucu komidinlerine sıcak süt ve kurabiye de bıraktı… İşte o çocuklardan (Plath’in bir başka şair Ted Hughes’la çocukları) biri, kızı Frieda; annesine ait 33 tane yemek tarifi kartını açık arttırmayla satışa çıkardı.

Tarifler ünlü şair-yazar çiftin diğer özel 55 eşyasıyla birlikte Sotheby’s kürsüsündeydi. Kendisi de yazar olan Frieda Hughes bu açık arttırmadan daha önce, Plath’in “Özlediğim tek kitap” dediği ‘Joy of Cooking’in kopyası da dahil olmak üzere, annesinin birçok kişisel eşyasını yine açık arttırmayla satmıştı. Plath’in yemek tutkusu, müzayede için hazırlanan tanıtım metninde kızı tarafından şöyle özetleniyordu: “Annem hamur işlerini harika yapardı ve çok iyi bir aşçıydı. Babam için yemek pişirmek onun için hep bir zevk olmuştu. Bu tarifler ebeveynlerimin birlikte yaşadıkları hayatın en dinamik ve aşk dolu yıllarına ait…” Ne var ki baba baba Ted Hughes’un Plath’i aldatmasıyla başlayan ve sonunda Plath’in 30 yaşında intihar etmesine kadar süren sıkıntılı evre de kısa zaman sonra başlamıştı.

İSTER YEMEK İSTER ŞİİR OLSUN

Plath, Harvard Yaz Okulu’na başlayıp da ilk defa yalnız yaşadığı 1954 yılında yemek yapmayı öğrendi. Aynı dönemde arkadaşlarını çay saatleri ve yemeklerde ağırlamaya başladı. ‘Sylvia Plath’in Mektupları’nın editörü Peter K. Steinberg’e göre, o dönemde bunları yapmayı öğrenmekten başka şansı yoktu! Editör Steinberg, çağdaş feminist edebiyatının isimlerinden biri olan Plath için “İster yemek ister şiir olsun yaratma eylemini seviyordu” sözleriyle özetliyor. Bu dürtü, Plath Hughes ile evlendikten sonra ev işlerine de yansıdı. Steinberg, “Her şeyi yapacaktı ve neye el attıysa gerçekten de iyi yaptı” diyor. Plath, benimsediği bu rol konusunda, 1957 tarihli bir dergi için yazdığı yazıda kendisini şöyle uyarıyordu: “Ev hayatına sığınacaksın ve bir kase kurabiye hamuruna kafa üstü düşerek kendini boğacaksın.”

Kısa yaşamında çağdaş edebiyatın hatırı sayılır isimlerinden biri olan Sylvia Plath ve mutfak bir arada düşünüldüğünde çoğumuzun aklına ilk akla gelen, fırınla özdeşleşen intiharıydı. Ne var ki onun yemek tutkusu başkaları için ilham veren bir hikâye olabiliyor. Tıpkı genç yazar Rebecca Brill gibi…

Covid-19 karantinası döneminde depresyonun pençesine düşen Rebecca Brill’i hayata bağlayan Plath’in günlükleri olmuş. “Bir arkadaşa ihtiyacım vardı” diyen Brill’in hayâli gizli bir alıcının satışa çıkan oklavayı ona hediye etmesiymiş (yemek reçete kartları ve oklavayı satın alan kişi henüz kim, henüz bilinmiyor). Genç yazar karantina dönemi boyunca, Sylvia Plath’in Yemek Günlükleri isimli sosyal medya hesabından onun yemekle olan ilişkisine dair parçalar yayınladı. “Asıl dikkatimi çeken yemeği ne kadar çok sevdiği oldu” diyor, “Neredeyse her günlük kaydı onun ne pişirip yediğinden bahsediyordu.” Plath’in mektuplarını okuduktan sonra da aynı tutkuyu gören Brill, yazarın yemek ve ev ilişkisinin karmaşık kodlarına dair alıntılar yayınlıyor: “Plath, kendisine konulan ataerkil sınırlamalara kızdığı kadar, günlük yaşamın duygusallığından da zevk alıyordu.”

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

ARAMA