Fleksitaryenizm

Vejetaryen olmak istiyorsunuz ama zor mu geliyor? Fleksitaryen olun! Fransızlar gibi… Vatana ihanetle suçlanmayı göze alıp vejetaryenliği seçen Fransızlar Voltaire’in milletinin ancak yüzde 2’si kadar. Öte yandan ülkede fleksitaryenlerin yüzde 30’a yaklaştığına dair rivayetler var. Adı üstünde rahat bir tercih. Mönünüzde ağırlıklı olarak salata, meyve ve sebze olabilir, ama kırk yılın birinde canınız bir hamburger yemek isterse “flexi”lerde buna izin var. Diyetisyenler de sonuçta eti azaltmak anlamına geldiği için fleksitaryenizme destek veriyor. Gurme Mark Bittmann, vejetaryen olmadığı halde “How to Cook Everything Vegetarian” (Her Yemeği Vejetaryen Biçimde Nasıl Pişirirsiniz?) adlı bir kitap yazmıştı. Bittmann, Amerikalıların yılda yüz kilo et (tavuk ve balık dahil) tükettiklerini, bunun dünya ortalamasının iki katı olduğunu söylüyor. Kaç kişi flexi’leşti bilinmiyor ama vejetaryenlerin sayısı çok olmadığı halde birçok market ve restoran da vejetaryen ürünlerin ne kadar arttığına dikkat ederseniz, insanların daha az et yedikleri sonucuna ulaşabilirsiniz. Vejetaryenlerin kendileri ise flexi’lere karşı farklı tutumlar sergiliyor. Vegetarian Resource Group’tan Charles Stahler, “Doğru yönde bir adım” diyor. People for the Ethical Treatment of Animals (Hayvanlara Etik Davranılması İçin İnsanlar) grubunun yöneticisi Kathy Guillermo’ya göre ise “Flexi’lik günde beş paket yerine iki paket sigara içmek gibi ”.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

ARAMA